Archive for the ‘Bunlar lazım’ Category

>Bu "sıradışı" atkıyı takarmıydınız?

17 Şubat 2011

>

:))) Baktıkça gülüyorum bu fotoğrafa, hey Allahım ya, senin ne “makara” kulların var böyle. Böyle bir atkıyı örermisiniz, takarmısınız bilmem ama ben en azından yayınlamak ta bir sakınca görmedim. Sıradışı olupta “uçlarda” yaşayanlara belki cazip gelir, hadi olmadı facebookunuz da paylaşacapınız hoş bir haber diyelim.

>Kesekağıdın da "patlamış mısır"

07 Şubat 2011

>

Kış tepemizde, e okullar da tatil, çocukla ne isterler, sinema gezmek eğlence… havalar soğuk ve birazda hastalıklardan yana mız mızlarsa, en iyi çözüm dışarda ki eğlenceyi eve getirmek. Mısır patlatma makinasını yavanlıktan dolayı pek kulnnamadaık, hala bir köşede duruyor, tencere usulüde lezzetli ama yağı kokusu derken, pek sarmıyo beni, bide böyle denemek lazım.
Bu vatandaş, yağı tuzu koymadan atmış microdalga fırına ama, çok az ilave edilince daha lezzetli olur bence.
Mısırı patlatan şahıs

>"Yüksek dozda fruktozlu mısır şurubu" denilen illet (mutlaka okuyun)

05 Şubat 2011

>

Son yıllarda ki, gıda katkı maddeleri sağlıkta ve sağılığımızda yeterince boy gösteriyor. Yıllardır okurum, bakarım, ama ne yazık ki bilinçli tüketici, bilinçli anne, ve bilinçli vatandaşın (ki bunların sayısı parmakla gösterilecek kadar az ve gittikçe azalmakta) bu kişilerin dışında bu işe ses çıkarmamak, hasır altı etmek, onay vermek, denetlememek bazı siyasilerin, ve bu işten rant sağlayan firmaların birbirleiryle paslaşması sonucu özellikle Mısır şurubu” denilen yüksek dozda ki fruktoz maddesinin zararlarını ayyuka çıkarmıştır. Bugün sokağa çıksanız nedir bu “mısır şurubu” diye sorsanız kaç kişi cevap verir, yada nasıl tanımlar. Çocuklarımızın ve bizlerin geleceği sağlığı ile oynamaya kimin ne hakkı var bu kadar?
Bir çok Avrupa ülkesinde yasaklanan veya sınırılı bir kota verilen bu maddeye, ülkemizde bırakın yasaklanmasını, denetlenmesini bilakis kota yükseltilmesi var, dün gece siyaset meydanında dinledim, daha önce de bir haberde okumuştum,Ülkemizde 2001’de çıkartılan şeker yasası ile mısır şurubu üretim kotası yüzde 10 olarak belirlendi, fakat sonra yüzde 15’e yükseltildi. Halbuki bu kota ABD’de yüzde 2, Almanya’da binde 8.9, Fransa da ise binde 4.9! Bu nasıl bir sorumsuzluk ve aymazlıktır, hangi gerekçe veya nedenler sağlımızla oynama hakkını verir. Önce çiftçiye dur “şeker pancarı ekme” diyeceksin, sonra “mısırı ekme” diyeceksin, sonra şeker için dışardan “mısır” ithal ediceksin, hani bildiğimiz “sakaroz” yani çay şekeri denilen, şeker pancarından yapılan “neyaz şeker” olsa amenna, ama yediğimizin içitiğimizn içinde ki şeker ne yazık ki, yapay “yüksek fruktozlu mısır şurubu” hadi bunuda geçtim, bellir bir kotası olur tamam, hem onu tavan yapıcaksın, hemde bu mısırları “genetiği değiştirilmiş mısırlar” dan alıcaksın…oh ne ala…
Özellikle çocuklarımıza cazip gelen hazır yiyecekler, ve bu cazbeye kapılan anneler biraz daha dikkatli olmalı, sürekli al benisi olan, rengarenk şeker, kurabiye, pasta, cicili bicili hamurlar, çerezler, colalar, gazozlar, kekler derken her an her iki kişiden biri kanser hastalığı potansiyeli bireyler yetişiyor.  Hani mümkünü olsa “Ali babanın çiftliği” misali her şeyimi kendim yetiştirip ekip biçicem, biraz para olsa, gözüm ne yatta ne katta, sadece sağlık ve huzurlu bir hayatta….
Bu “mısır şurubunu” bir çok yerde okudum araştırdım, çoğu teknik terim ve tıbbi, zirai dilden anlatılmış, sizlere onların da linklerini vericem ama ben daha yalın bir halde, herkesin anlayabileceği şekilde özetlemek istiyorum, bu yüzden bir kaç yerden derleme yaptım.
Mısır şurubunun ağası olan, “fruktoz” meyvelerde bulunan doğal bir şekerdir, ama burda bahsedilen ise, nişasta bazlı ürünlerden yapay olarak elde edilen furktozdur, yani, zaten doğanın bize bahşettiği fruktoza ve glikoza kimsenin lafı yok, ama bunları yapaylaştırarak üretilmesine, üretim aşamasında ki metodlara lafımız çok. Bildiğimiz sükroz yani “beyaz çay şekeri” yani şeker pancarından elde edilen şeker, işte bu fruktoz ve glikozun çeşitlli enzimlerden sonra parçalanmasından meydana geliyor. Buraya kadar tamam, ama sonrasına bakalım;
mısır nişastasının önce glikoza, sonra da bu glikozun yüksek oranlı fruktoza dönüştürülmesiyle oluşturulan kimyasal şeker. bu işlem sırasında 3 farklı enzim kullanılarak nişastanın parçalanması gereklidir. Birinici aşamada nişastadan küçük şeker zincirleri  elde ediliyor. ikinci aşamada, şeker zincirlerini daha küçük parçalara bölerek glikoz elde edilmesini sağlıyor. Bu enzim aspergillus adlı mantar tarafından üretiliyor. Üçüncü aşamada kullanılan enzim ile fruktoz ve glikoz % 50-50 yarı yarıya içeren bir karışıma dönüştürüyor. Bunlardan sonra karışım iki aşamadan daha geçirilerek içinde %42, %55 veya %90 oranında fruktoz barındıran “yüksek fruktozlu mısır şurubu” (hfcs) üretiliyor.”
İşte bu “malum şurup” diğer şekerden daha ucuza mal olduğu için, taşınması, yapımı daha kolay olduğu için üreticierin baş tacı, Fatih Altaylı nın yazısında da okursanız, Türkiyede 4 büyük bu işi yapan firma var, bunlardan biri Cargyll firması ki şimdi ortağı Ülker. 
Şimdi işin daha vahim kısmı geliyor, bunu Yiğit Bulut köşesine de taşımış, şu anda iddia deniliyor ve araştırılıyor ama benim canım memleketim de paraya açılan her kapı mübahtır, yani bu “mısır nişastasının” çeşitli enzimlerden sonra şurup olabilmesi için bir takım reaksiyonlardan geçmesi gerekiyor, bunun içinde “domuz kemiği” kullanılıyor. Bunun için size bir başka uzmandan bir paragraf paylaşmak stiyorum;
“Bu tatlandırıcı maddelerin yapımında kullanılan mısır ve benzeri nışastaların en önemli problemi genetik yapısı değiştirilmiş ürünlerden üretilmiş olma ihtimalinin büyük olması ve üretim esnasında saflaştırma safhasında kullanılan aktif karbonun kökenidir. Aktif karbonun hayvan kökenli olması, haram hayvanların kemiklerinden yapılmasını gündeme getirir.”
İşte böyle sevgili anneler, anne adayları ve hanımlar, çocukların istedklerini yapmak adına, onları mutlu etmek adına neleri yedirdiğimizi düşünmek lazım, özellikle buradan pasta ve kurabiyecilere soruyorum, bir çok malzeme ve tariflerine baktığımda “mısır şurubu” geçiyor, acaba bunun için başka bir yol yokmu, bir muadili yokmu, varsa bilgilendirirseniz seviniriz. 
Bu arada biz yetişkinlere ne demeli, bu şurubun nasıl şişmanlattığını, çocuklarımız dan nasıl obezite potansiyeli yarattğına bir bakalım;

Yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFSC) birçok içeceğin şeker içeriğini karşılarken, ketçap, salata sosları ve bazı tür ekmekleri tadlandırmaya kadar birçok yiyecekte kullanılır. Bununla beraber vücutta sindirim sistemindeki açlığı kontrol eden hormonlara çelme takıp bozulmalarına neden olur.

Sonuç: Dolu ve tok bir mideye sahip olduğunuzu beyine iletmesi gereken hormonlar düzgün işlemez böylece daha fazla açlık duyarsınız. Bugünden itibaren yiyeceklerdeki besin değerleri etiketlerini daha dikkatlice okuyun ve tükettiğiniz mısır şurubu miktarını azaltarak daha sağlıklı olun.

Sindirim sisteminizdeki iki temel hormon sayesinde açlığınızı ve iştahınızı kontrol edersiniz.

Grelin hormonu midede saklanır ve iştahınızı arttırır. Mideniz boşaldığınızda grelini dışarıya salgılar ve yiyecek ihtyacı duyduğunuzu beyine iletir.

Leptin ise beyninize midenizin dolu olduğunu söyleyen hormondur. Yüksek fruktozlu mısır şurubu leptin hormonunu saklar ve beyninize tok olduğunuz mesajının iletilmemesine sebebiyet verir.

Aynı şurup konu greline gelince kesinlikle çalışmasını engellemez ve midenizde yeteri kadar yiyecek bulunsa bile beyninize devamlı aç olduğunuz mesajının iletilmesini sağlar.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketiminin yaygınlaşması, belki de yaygınlaşma olan obezite sorunun fizyolojik nedeni olabilir.

Birçok üretici, ürünlerindeki yağ miktarını azaltıp bunu özellikle belirtirken, arttırmakta oldukları mısır şurubu oranından bahsetmemektedir.

Sizlere şimdilik aktaracaklarım bu kadar, Lütfen bu yazıyı iyice okuyun, okutturun. Çocuklarımızın ve bizden sonraki nesilleri “emanet oylarla getirdiğimiz siyasi iktidarların” ihtiraslarına kurban edilmesine göz yummayalım.

http://www.gidaraporu.com/glikoz-fruktoz-glikosurup_g.htm

http://www.haberturk.com/yazarlar/597300-glikozfruktoz-dosyasi-korkunc-detaylar-iceriyor

http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/597639-saglik-bakanligi-fruktoz-icin-kurul-topluyor
Özellike bu yazıyı okuyun, ve Fatih Altaylıya bir arı üreticisinden gelen maili okuyun.
http://cerkezkizi.blogspot.com/2008/06/misir-urubu-nasil-imanlatir.html
 http://www.food-info.net/tr/products/sugar/types.htm

>Funda Arar’dan yep yeni, tap taze bir şarkı

05 Şubat 2011

>

http://www.dailymotion.com/swf/video/xgvgui?width=&theme=none&foreground=%23F7FFFD&highlight=%23FFC300&background=%23171D1B&start=&animatedTitle=&iframe=0&additionalInfos=0&autoPlay=0&hideInfos=0
İste size yepyeni sıcak sıcak taze taze Funda Arar şarkısı. Bu günlerde çıktı çıkıyor derken, derhal almayı düşündüğüm cd lerden biridir. Dört gözle çıkmasını bekliyordum. Çok güzel bir şarkı, diğerleri de eminim öyledir. Bu kadın bana Nilüferi hatırlatıyor, sanırım onun kadar sanatçı ve onun kadar yıllar sonra kalıcı olucaktır, çünkü sadece sanat icra ediyor, ötesi yok…

>Nostaljik aletler (popcorn-pamukşekeri…)

03 Şubat 2011

>

Evdeki popcorn makinası miyadını doldurunca, yeni arayışlar için küçük bir pazar araştırmasına koyuldum, koyuldum da ne gördüm, işte bu cicileri gördüm. Nostalgia Electronic firmasının bizim gibi eskiye meraklılar için sunduğu bu nosataljik makinalara bayıldım. Pamuk şeker yapma makinasından tutun, popcorn, buzlu şeker, ve hotdog için mutfaklarda olması gereken aletleri harika bir tasarımla hazırlamışlar. Özellikle çocukların gönlünü fetheden bu lezzetleri böyle orginaline sadık kalarak hazırlamak ve sunmak çocuklar kadar anneleri de heyecanlandıracaktır. Piyasada bu aleti sizlere ulaştıran online mağazalar mevcut, biraz didikledinizmi bulacaksınız. Benden söylemesi.

>Evde "zeytinyağından doğal sabun yapımı"

30 Kasım 2010

>

Zaman zaman ev yapımı araç gereçlerle sizlere bir şeyler sunmaya çalışıyorum. Bayram öncesi bu site ve bu konuyu hemen bir kenara ayırdım, sizlerle bunu mutlaka paylaşmalıyım dedim. Kimyasalın neredeyse girmediği sektör yok, artık çarşı pazar dolaşırken nerde “organik ve doğal” ürünler biz ordayız. Hani mümkünü olsa “Ali Babanın çiftliği” ni kurup herşeyi kendimiz yapmak istiyoruz. İşte bu kendi yapabileceklerimizden bir örnek. Sabun hepimizin vazgeçilmezi, sağda solda hep bu konuda görüyoruz okuyoruz ama genelde süs sabunları tarzında. Bu site deki sabun tamamen “sabun işlevselliğini” içeren bir ev yapımı tarifi, malzemeler sadece zaman alıcı türünden ama bir kere alışıldımı sanırım hep yapılması gereken bir ihtiyaç diye düşünüyorum. Özellikle etrafımız bu kadar kimyasal olmuşken.
YEREL ve DOĞAL SABUN YAPIMI
Kül suyu ve Zeytinyağı ile…
Gereken araç ve malzemeler;
Yağ (Yenmeyecek kadar acı herhangi bir yerel yağ)
Kül (Herhangi bir odun olur ancak Meşe daha iyi olur)
Su (Yağmur suyu daha iyi olur)
Tuz (Deniz yada Kaya tuzu)
Ekşimiş süt sıvısı (Ph oranını 9 un altına indirmek için)
Koku (Hoşunuza giden bir yağ yada Tarçın gibi bir toz koku)
Kazan (ölçünüze göre hacmi siz belirleyin;tencere,bakraç,vs)
Ateş (biz odun ateşinde yaptık,siz tüpte de deneyebilirsiniz)
Enli tahta (karıştırmak ve sabunun oluş sürecini kenarındaki akışkanlığı izlemek için)
Bome (yağı sabunlaştıracak kül suyunun olup olmadığını ölçmek için)
Ph ölçer (sabunumuzun cildimizi tahriş etmeyecek ölçüye ayarlamak için)
Isı ölçer
Veee bol sabır ::-)
Önce Denemeler;
Soğuk sabun yapımı denemeleri
1) 2 birim zeytinyağının üzerine 1 birim 21 bome kül suyu çok yavaş dökülüp mikserle hızla karıştırılınca sabunlaşma tepkimesi verdi ama ph 13 değerinde çıktı. Bu pH değeri beklenenin üstündeydi.
Doğal,köy vs adıyla yapılan sabunların ph’ını ölçtüğümüzde 9-10 çıktığını gördük.
2) Baz (Kül suyu) zeytinyağının üzerine hızla dökülünce sabunlaşma tepkimesi veriyor ama zeytinyağının tamamı tepkimeye giremiyor. Büyük kaptan alınan bir örneğe ısıtılmış zeytin yağı dökünce homojen bir karışım elde edlidi ama ph da bir değişme olmadı. Başka bir örneğin üzerine incir sirkesi eklendi (ph:3) sabunlaşmaya bir etkisi olmadı. (ancak 5 C ve üstü zincir uzunluğuna sahip yağ asitleri sabunlaşma gerçekleştirebilirmiş ) Ph’da da bir değişim olmadı. Yine başka küçük bir örneğe asit baz tepkimesini hızlandırması için etil alkol eklendi (%96) ama herhangi bir etki gözlenmedi.
Son olarak bütün örnekler karıştırılıp kaynatılınca bir sabunlaşma reaksiyonu oldu ama ph:11 olarak kaldı ve elde yağlı bir his bıraktı.
Sıcak sabun yapımı:
1) Yağ ısıtıldı 45 C dereceye soğutuldu. Kül suyu ısıtıldı oda sıcaklığına soğutuldu. Bu iki örnek belirtilen sıcaklıklarda kül suyunun yavaş yavaş verilmesi suretiyle birbirine karıştırıldı. Bu işlem sırasında küçük değişimler haricinde herhangi bir tepkime gözlenmedi. İşlem sırasında sürekli ph kontrolü yapıldı. Ph ölçümlerinden yararlanılarak asitlik düştüğünde baz(kül suyu) yükseldiğinde asit(kaynatılıp soğutulmuş yağ) eklenerek tepkime gerçekleşen pH aralığı tespit edilmeye çalışıldı. Gerçekten de pH’ı 10’un üzerine çıkan numuneye yağ eklenmesiyle bir anda tepkime oluştuğu gözlendi. Bu tepkimeyi hızlı bir pudingleşme izledi. Deneyin devam ettirilmesiyle sabunlaşma tepkimesinin 8-10 pH aralığında gerçekleştiği gözlendi. Önceden yapılmış sabunların da pH’ının bu aralık içinde olduğu öğrenildi.
2) Yağ ısıtıldı 45 C ‘de kül suyu damla damla eklenmeye başladı. Sabunlaşma tepkimesi gözleninceye kadar bu işleme devam edildi. Bir önceki maddede kazanılan pH aralığı (8-10) dikkate alınarak pH bu aralıkta tutuldu. Tepkime başlayınca pH kontrolünün de ışığıyla kül suyu ilavesi kesildi. 1,5 kül birim suyu 10 birim yağ kullanıldı. Daha düşük oranda kül suyu kullanılabilirliğinin imkanları araştırıldı. Sabun oluştu ve kalıba döküldü. Son pH 10 olarak gözlemlendi. Sabun el yıkanarak denendi. Sabunun yağı çözdüğü fakat küçük de olsa elde bir yağlılık hissi bıraktığı gözlendi. Bu hissin kullanılan düşük kül suyu oranından kaynaklanabileceği öngörüldü. Aynı örnek üzerinden bir miktar alınarak tuzun etkisi ölçüldü. Tuz koyulan örnek daha jelimsi bir yapı kazanırken diğer örneğin daha kuru olduğu saptandı. Bu sonuç şaşırttı. Çünkü araştırmalara göre tuzun çökelmeye yardımcı olarak daha sıkı bir yapı kazanımına destek olacağı varsayılıyordu. Yine de belki bu sonuç analiz hatalarından kaynaklanıyor olabilir.
3) Daha önceden standartlaştırdığımız 1 birim kül suyu 2 birim yağ oranı uygulandı. Bu kez farklı olarak kül suyu damla damla değil doğrudan ilave edildi. Öncekilerin aksine yalnızca bir kez karıştırılarak tepkime kendi haline bırakıldı. Sonuç oldukça umutlandırıcıydı. Deney oldukça kontrol altında gerçekleşti. Daha önce hiç olmadığı kadar güzel bir kıvamda sabun elde edildi. 5. dakikada tepkime köpürme şeklinde tüm kaba yayıldı. 15. dk da köylünün deyişiyle balgama dönüştü, 30. dakika da hacim küçüldü muhallebi görünümü kazandı ve kalıplandı. Kıvamın güzel olması yağ kül suyu oranının 2/1 olması yönünde destek veren bir sonuçtu. Bu deneydeki tek sorun elde edilen sabunun elde çok az bir yağlılık hissi bırakmasıydı. Bu durum asit baz oranının ya da kül suyunun yavaş yavaş eklenmesinin tepkimede önemli olabileceğini düşündürdü.
4) Kül suyu yağ oranını sabitlemek adına 1/5, 2/5 ve 3/5 oranlarında kül suyu ve yağ ateş üstünde tepkimeye sokuldu. 1/5 örneğinin pH ı 11 2/5 örneğinin pH ı 10 3/5 örneğinin pH ı ise 9 olarak tespit edildi. Baz oranı ile pH arasındaki ters orantı şaşırttı. Baz oranının arttırılmasıyla pH ın artması beklenirken pH ın düştüğü gözlemlendi. Elde edilen sabunların elde bıraktığı his açısından en verimlisi 3/5 örneği oldu.
Tüm bu bilgiler ışığında;
Daha küçük kül suyu oranlarında sabunun üretilebileceği bilgisine rağmen en uygun oranın şimdilik 1 birim kül suyu iki birim yağ olduğu,
Yağı ateşe koyduktan hemen sonra 40-45 C de iken kül suyunu bir kerede tamamının yağa karıştırılacağı,
Tepkimenin ancak belli bir sıcaklıkta verimli bir şekilde gerçekleştiği; bu sıcaklığın da 95 C ve üstü olduğu
İşlemin örneğin büyüklüğüne göre yarım saat ila bir saat arasında sürdüğü
pH aralığının 8-10 olduğu
İşlem sırasında kül suyunun bomesinin önemli olduğu (21)
Bilgilerine ulaşıldı.
Ve
Bomesi ayarlanmış (21) kül suyunun üretim zorluğu, uygulanan ısıtma işleminde kullanılan yoğun emek,kaynak ve geleneksel olarak kül suyundan sabun üretiminin daha farklı metotlarla da yapıldığını bilmemiz bizi daha farklı metotları araştırmaya sevk ederek yapılan tüm çalışmaların yeniden gözden geçirilmesi gerçeğini doğuruyor…
Özet;
Kül suyu yapımı;
Her hangi bir odun külü olabileceği gibi meşe içeriğindeki potasyum zenginliği daha yüksek bome oranlarına ulaşmamızı sağlıyor. Eğer kül üretemiyorsanız size en yakın odunda ekmek,pide,lahmacun pişiren fırından bol bol ve tertemiz kül alabilirsiniz.
Biriktirdiğiniz yağmur suyu veya kireç oranı düşük bir suyla 1/1 oranında karıştırın. 2 saat sonra kül çöker ve üstte kalan suyu ölçtüğünüzde 2 bome gelir. Bu karışımı kaynatmaya başladıkça bomesi yükselir.
Siz denemelerinize 10-15 bomelerde başlayabilirsiniz.
Sabun yapımı;
Kazanımıza (Tenceremize) 2 ölçek oldukça acı yenmeyen zeytinyağını koyup ateşi yakıyoruz.40 C de yüksek bomeli (21) kül suyumuzu bir defada boşaltıyoruz. Hemen köpüklenme ve kazanın yukarısına doğru yükselme başlar. 5-10 dakika sonra ballanma,balgamlanma yada pudingleşme başlar.Bir süre sonra (kazandaki karışımın çokluğuna göre 10 ila 60 dakika arasında değişir) karışımda köpüklenme kalmaz. Bu aşamada arap sabunundan daha kıvamlı olsun diye tuz ilave edebiliriz. Sabunda istediğimiz koku malzemesini şimdi az miktarda koyabiliriz. Enli tahtamızla karışımı alıp tahtanın yanından süzdürdüğümüzde ayrı ayrı sıvılar yerine sadece tek bir sıvı-bal gibi yavaş yavaş akıyor ya da hiç akmıyorsa sabunlaşma bitmiş demektir.
Takıldığınız her aşamada bize danışabilirsiniz.
Kasım,2010
KAYNAK

>Bu da "kolay sarımsak soyma" yöntemi (video)

30 Kasım 2010

>

Sarımsak soymak kimimize işkence geliyor, eğer daha önce malzeme hazırlama şansımız olmadıysa tam yemek yaparken işi bırakmak, eller ıslaksa kurulamak gibi zaman kaybını yaşıyoruz, işte size sarımsağın çok basit olarak soyulma yöntemi.

>Kaynamış yumurta 5 san. nasıl soyulur? (video)

30 Kasım 2010

>

Bu kadar marifetli olurmuyuz bilemem ama sanırım denemekte yarar var.Kaynamış yumurtayı sıcak soyamamak hepimizin derdi oluyor. Teknik güzel de, benim kafa basmadı hala, yani mantığını çözemedim, sanırım yorgunluktan dimağım yumurtayı pek önemsemiyor.

>Günün, haftanın hatta ayın fırsat ürünleri "clinique" den

21 Kasım 2010

>

“Strawberrynet” sitesinin müdavimlerinden biri de kızımdır. Arada bende bakarım, hani yaşlanmaya karşı kırışıklılkar için bir mucize falan varmı diye:) Dün akşam, siteye göz attığımız da bu ekonomik uygun setleri görünce sizlere de haber vereyim dedim, duymayan bilmeyen varsa, biraz da meraklıysa böyle cicilere haberiniz olsun istedim. “Clinique” ürünlerin den “seyahat setleri” adı altında çok küzel kampanyalar başlatmışlar. Fiyatları da çok uygun. Örneğin en üstteki set, hepsi dahil 43 TL. Kargo ücreti de alınmıyor, kapıya teslim. Ortada ki set ise, 40 TL. Altta ki set, 87 TL. En sonda ki set ise 57 TL. son iki sette makyaj yok, benim gibi düşünenler için daha ideal. Fiyatlar hakikaten uygun, ürünlerin tek olarak fiyatlarına bakınca bunu görebilirisiniz.

* Seyahat Seti:
* 1x Olağanüstü Farklı Nemlendirici Losyon – Çok Kuru ve Kuru Karma Ciltlere 30ml/1oz
* 1x Even Better Cilt Tonu Düzeltici Nemlendirici SPF 20 15ml/0.5oz
* 1x Different Ruj – Tenderheart 4g/0.14oz
* 1x Yüksek Uzunluk Maskara – 01 Siyah 5ml/0.17oz
* 1x Colour Surge İkili Göz Farı #Işıltılı Adaçayı, #Fransız Vanilya 2g/0.07oz
* 1x Küçük Çanta
* 1x Çanta

* Seyahat Seti:
* 1x Arındırıcı Losyon 2 60ml
* 1x Superdefense Yaşlanma Karşıtı Nemlendirici SPF 25 ( Kuru Karma )15ml
* 1x Yüksek Etkili Maskara – #01 Siyah 4g
* 1x Tam Potansiyel Dudak Dolgunlaştırıcı ve Parlatıcı – # 11 Şekerleme 2.4ml
* 1x Different Ruj – #Rose Aglow
* 1x Colour Surge Üçlü Göz Farı – #Total Neutral 0.9g
* 1x Çanta

* Seyahat Seti:
* 1x Take The Day Off Makyaj Temizleyici 50ml/1.7oz
* 1x Likit Yumuşak Yüz Sabunu50ml/1.7oz
* 1x Olağanüstü Farklı Nemlendirici Losyon – Çok Kuru ve Kuru Karma Ciltlere 30ml/1oz
* 1x Sürekli Bakım Antioksidan Nemlendirici ( Kuru /Karma Ciltler ) 15ml/0.5oz
* 1x Repairwear Yoğun Onarıcı Göz Kremi 5ml/0.17oz
* 1x Likit Dudak Renklendirici # Bambu Pembe 4g/0.14oz
* 1x Colour Surge Göz Farı İkilisi #Çilek 2g/0.07oz
* 2x Çanta

* Seyahat Seti:
* 1x Likit Yumuşak Yüz Sabunu 50ml
* 1x Temizleyici Nemlendirici Losyon 2 60ml
* 1x Sürekli Bakım Antioksidan Nemlendirici ( Kuru Karma Ciltlere ) 15ml
* 1x Turnaround Konsantre Gözle Görülür Cilt Yenileyici 15ml
* 1x Turnaround 15-Dakika Yüz Bakımı 15ml
* 1x Çanta

* Seyahat Seti:
* 1x Olağanüstü Farklı Nemlendirici Losyon 30ml
* 1x 7 Gün Ovucu Krem 50ml
* 1x Sürekli Bakım Antioksidan Nemlendirici ( Kuru/Karma ) 15ml
* 1x Mini Derm White Pudra Makyaj SPF15
* 1x Tam Potansiyel Dudak Dolgunlaştırıcı ve Parlatıcı 2.4ml – #08 Play Full Dolgunlaştırıcı
* 1x Çanta
* Hem kişisel kullanım için hem de hediye olarak idealdir.

Bu “Travel Setleri”  görüp te ilk kez bu siteden alış veriş yapanlara yani ilk müşterilerine birde aşağıdaki hediyeleri var. (25 $ üstü alışverişler de)

Sayfaya ziyaret için buraya tıkalayınız.

>Evde "oda kokusu" hazırlamak

17 Kasım 2010

>

Bu bayram malum, evde et kokuları, kurbanlıklar telaş derken yapılan temizliklten eser kalmıyor. Yeri imkanı olana ne mutlu da, yine çoğumuzun evde ki et kokularından rahatsız olduğumuzu biliyoruz, hele benim oğlan gibi evde burnunu sıkarak dolaşanınız varsa şu oda spreyleri can kurtarıcımız. Bizim evde her odada her köşede neredeyse mevcut. Banyo wc dahil. Temizlik te illa ki olmazlarım dan biridir bu kokulu malzemeleri kullanmak, sanki temizlik yapıldığına dair noter görevi yüklüyorum bu güzellere. Ancak bu kimyasal hoşlukların burunlar da koku alma hücrelerine verdiği zararı bilmemek mümkün değil. Bu yüzden aromatik bitkiler mezunu kızımın da tavsiyesi ile, evde basit bir oda kokusu yapmaya karar verdim. Bayramdan sonra ilk işim bu olucak. Benimle birlikte yapmak isteyen olur diye öncesinde paylaşmak istedim. 
Gerekli malzemeler basit, her yerde bulunabilecek türden. Bize lazım olan sadece; Boş sprey şişesi (ben Glade in biten oda spreyini kullanıcam) saf su ve beğendiğimiz kokuya göre uçucu yağ. Bunu aktar ve kozmetik dükkanlarından temin edebiliriz. Bunun en güzel tarafı ise, yoğunluğuna göre “oranları” kendi isteğimize göre ayarlamak. Hem zararsız hem hesaplı bir oda kokusu oldu bile. Lavanta ve yasemin veya vanilya kokusu favorim. Fresh kokulara hastayım.Yapacak olursanız ziyaretinizi bekliyorum. 
Hepinizin bayramını tekrar kutluyor, güzel günler diliyorum.